İngiltere’nin Leicester şehri, 25 Ağustos 2012’de çok önemli bir keşfe sahne oldu. 1452-1485 yılları arasında hüküm süren Kral 3’üncü Richard’ın mezarı, bir otoparkın altında bulundu.
Keşifle ve Kral’ın yeniden toprağa verilmesiyle ilgili haberler, dünya genelinde 366 milyondan fazla izleyiciye ulaştı. Yaşananlar tüm dünyanın ilgisini çekmişti ancak perde arkası da en az önü kadar ilginçti.
Dahası 3’üncü Richard’la ilgili keşfi tetikleyen kişi, bir akademisyen ya da arkeolog değil bir yazardı.
3’üncü Richard
ORTADA DELİL YOKTU AMA TARİHÇİLER BİLE KABUL EDİYORDU
Richard’ı Arama Projesi adı verilen araştırma girişimi, Kral’ın mezarının akıbetine dair asırlar boyunca doğru kabul edilen ezberleri bozmak amacıyla organize edilmişti.
Yaygın kanı, Richard’ın kemiklerinin 1530’ların sonlarına denk gelen “Manastırların Tasfiyesi” döneminde gömülü olduğu yerden çıkarıldığı, yuhalamalar eşliğinde kalabalık bir güruh tarafından Leicester sokaklarında dolaştırıldığı ve Soar Nehri yakınlarında toprağa gömüldüğü yönündeydi. İlerleyen dönemde kemiklerin yeniden topraktan çıkarılarak nehre atıldığı da iddia ediliyordu.
Bu yönde herhangi bir kanıt olmamasına karşın, hikâye, önde gelen tarihçiler tarafından da kabul görüyordu.
“4’ÜNCÜ EDWARD’IN ÇOCUKLARINA NE OLDU?”
Richard’ı Arama Projesi kapsamında Kral 3’üncü Richard’la ilgili delil odaklı araştırmalara ve analizlere ağırlık verildi. Bu sayede elde edilecek yeni bilgiler sayesinde akademik toplum ve tarihçilerin yeni keşifler yapmasının kapısı aralanacaktı.
3’üncü Richard’ın kemikleri 26 Mart 2015’te yeniden toprağa verildi. Törenin ardından yapılan bir televizyon programına konuşan yazar Philippa Langley, “Sırada ne var?” sorusuna, “Şimdi yanıtlanması gereken soru şu: 4’üncü Edward’ın çocuklarına yani 5’inci Edward’a ve kardeşi Richard’a ne oldu?” cevabını veriyordu.
Langley, Richard’ı Arama Projesi’nin lideriydi ve Kral’ın kemiklerini bulduğu gibi, Londra Kulesi’ndeki prenslerin akıbetini de açığa çıkarmaya kararlıydı. Doğru soruları sorduğu takdirde küçük bir detayın bile büyük bir keşfin anahtarı olabileceğini düşünüyor, ilk bakışta önemsiz görünen bir keşfin, tarihin en eski gizemlerinden birini aydınlatabileceğine inanıyordu.
3’üncü Richard’ın hayatı ve tahtta geçirdiği dönem, İngiltere tarihinin en tartışmalı zamanlarının başında geliyor. 3’üncü Richard William Shakespeare’in ünlü oyununun yanı sıra George R. R. Martin’in ‘Game of Thrones’ romanlarına da ilham oldu.
DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDAN UZMANLARIN İLGİSİNİ ÇEKTİ
Resmi lansmanı Temmuz 2016’da yapılan Kayıp Prensler Projesi, aslında 2015 yazında başladı. Araştırmanın temelini oluşturan üç ana başlık kısa süre içinde 111’e ulaştı. Projenin internet sitesi 15 Aralık 2015’te hayata geçirildi. Sitenin açılmasının ardından kısa süre içinde dünyanın dört bir yanındaki gönüllülerin katkısıyla 8 kişilik araştırma ekibi 300’ü aştı.
Paleografi, Latince ve diğer Avrupa dillerine hâkim gönüllüler, arşiv araştırmalarına destek vermek istiyordu. Gruba katılanlar arasında polisler, savunma uzmanları, Orta Çağ tarihçileri ve adli antropologlar da vardı.
Araştırma kapsamında önce prenslerin ortadan kaybolduğu günlerde neler yaşandığı araştırıldı. Adli bilimler teknikleri kullanılarak prenslerin ölmeden önce nerede bulundukları, kimlerle temas ettikleri, ne yaptıkları günbegün belirlendi.
YAŞLARI, FİZİKSEL DURUMLARI, İLGİ ALANLARI GÖZDEN GEÇİRİLDİ
Diğer yandan prenslere dair eldeki bilgiler de gözden geçirildi.
Çocukların ikisi de erkekti, büyük ailelerden geliyor ve iyi tanınıyorlardı. Büyük olan Edward 12 yaşındaydı ancak fiziği kardeşi kadar sağlam değildi. Şiirle ve edebiyatla ilgileniyor, siması babasına benziyordu. Melankoli eğilimli bir çocuk gibi görünüyordu. Bunda hem yaklaşan ergenliğinin hem de koşullarının değişmesinin etkisi olduğu tahmin ediliyordu.
Ortadan kaybolmadan önce İngiltere’nin yeni kralı olarak törenlerle Londra’ya ayak basmış, ardından da Kule Sarayı’ndaki Kraliyet Daireleri’ne yerleşmişti. Her iki olayda da kendisine kilisenin, devletin ve toplumun önde gelenleri eşlik etmişti.
9 yaşındaki Richard ise neşeli, enerjik, sağlıklı ve çok güzel bir çocuktu. Müziğe, dansa ve şarkı söylemeye eğilimliydi. Okçulukla ve tenisle ilgileniyordu. Edward’ın aksine Richard hayatı boyunca Londra’da yaşamıştı.
Kaybolmadan kısa süre önce Kule Sarayı’nda ağabeyine eşlik etmek üzere Westminster’dan ayrılmıştı. Ona da kilisenin ve devletin ileri gelenleri eşlik etmişti.
İkisi de sarışın olan bu sevimli çocuklar son olarak Kule Sarayı’nın bahçelerinde oyunlar oynarken görülmüştü.
HANGİ TARİHTE ORTADAN KAYBOLDUKLARI BELİRLENDİ
Araştırma sayesinde çocukların kaybolduğu tarih aralığı 18-21 Temmuz-20 Eylül olarak belirlendi. Bu sürecin 28 Ekim’e kadar uzamış olması mümkündü. Araştırmacılar dönemin yerel anlatılarıyla uluslararası kaynaklar arasında söylem tutarsızlıkları olduğunu keşfetti.
Kapsamlı analizler ilginç bir gerçeği ortaya çıkardı. Çocukların öldürülmesiyle ilgili olarak 3’üncü Richard’ı suçlayan ilk kişi İngiltere tahtında hak iddia eden bir Fransız olan Henry Tudor’du. Bosworth Savaşı’nın ardından ortaya atılan bu iddia, Tudor hanedanının sonuna kadar geçerliliğini korumuş ve o dönemde pek çok ailenin mirasçıları sorgulanmıştı. Bu kişiler ifadelerinde Tudor’un suçlamalarını reddetmiş ve çocukların hayatta olabileceği ihtimali üzerinde durmuştu.
Bosworth sonrası döneme ilişkin adli analizlerde cinayete dair delil ya da tanık bulunamamıştı. Henry Tudor’un kuzeyde yaptığı araştırmalarda da Kule’deki soruşturmalarında da çocukların izine rastlanmamıştı.
EN ÖNEMLİ BELGE HOLLANDA ARŞİVLERİNDEN ÇIKTI
Araştırmanın ilerleyen safhalarında önemli bir belge keşfedildi. Prensleri herhangi bir zarar vermeksizin Kule Sarayı’ndan çıkarmak için bir plan yapılmıştı. Bir başka deyişle çocukların ölmemiş olabileceğine dair işaretler artıyordu.
5’inci Edward
Bu nedenle soruşturma, tahtta hak iddia eden iki kişiyi kapsayacak şekilde genişletildi. Bu kişilerin ikisinin de hem yaşları hem de eşkalleri kayıp prenslere uyuyordu. Ardından prenslerin hayatta olduğunu gösteren belgeler bulundu. Yaşça büyük olana dair belgenin tarihi 1487, küçük olana dair belgeninki ise 1493’tü.
Ancak bunların hiçbiri Hollanda’da Gelderland Arşivi’nde bulunan belge kadar önemli değildi. Nathalie Nijman-Bliekendaal’ın keşfettiği belge, prenslerden küçük olanın elinden çıkmış bir mektuptu. Mektupta Richard, başlarından geçenleri teyit edilebilir olgular eşliğinde anlatıyor, kişi ve yer isimleri veriyordu.
SEYAHATLERİ VE SAVAŞLARIYLA BİR ZAMAN AKIŞI OLUŞTURULDU
Bu sayede küçük kardeş Richard’ın başına gelenlerle ilgili eksiksiz bir zaman akışı oluşturuldu. Buna göre, Richard 11 Ağustos 1483 civarında Londra Kulesi’nden çıkarıldı, 1495 yılında Hollanda’nın Texel adasına gitti. Ardından İngiltere’yi işgal etti ve 8 yıl boyunca tahtı ele geçirmek için çabaladı.